SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SUNNE BAHSİ

<< 4670 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ يَحْيَى الْحَرَّانِيُّ قَالَ حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَقَ عَنْ إِسْمَعِيلَ بْنِ أَبِي حَكِيمٍ عَنْ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَعْفَرٍ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مَا يَنْبَغِي لِنَبِيٍّ أَنْ يَقُولَ إِنِّي خَيْرٌ مِنْ يُونُسَ بْنِ مَتَّى

 

Abdullah b. Ca’fer (r.a.’dan rivayet edilmiştir):

 

Rasûlullah (s.a.v.): "Hiçbir Nebie benim, Yunus İbn Metta'dan daha hayırlı olduğumu söylemek gerekmez" buyurdu.

 

 

İzah:

Buhari, enbiya; tefsir .sure, tevhid, Tirmizi, salat

 

Metta, Yunus (A.S.)'ın babasının ya da annesinin ismidir. Bir önceki hadıs-i serttin şerhinde de açık açıkladığımız gibi Nebilikleri ve tebliğ ettikleri dinlerin hak olması yönünde Nebiler arasında bir ayırım yapmak ya da birini diğerine tercih etmek doğru değildir.

 

Bu husus, bütün hak Nebiler için böyle olmakla beraber Nebi s.a.v.’in bu hususta sadece kendisinin Hz. Yunus*tan üstün görülmesinden endişe ederek ümmetini özellikle Yunus a.s. üzerinde uyarmak istemesi, ümmetinin: "Sen Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi (Yu­nus gibi olma! Hani o sıkıntıdan yutkunarak (Allah'a) seslenmiş­tir... '[Kalem 48] ayet-i kerimesine bakarak kendisini Hz. Yunus'tan daha üstün .görü:) Hz. Yunus'a da bir hata isnad etmelerinden korkmasından kaynaklannaktadır.

 

Aslında Allah Celle ve A’la, son Nebi Muhammed s.a.v.'i, diğer Nebilerde olmayan, pek çok meziyetlerle bezeyerek, onu, diğer Nebiler’den üstün kılmıştır. Çünkü o son Nebidir. Yüce Allah Ahzab suresinin 40. ayetinde onun Nebilerin sonuncusu olduğunu, Sebe suresinin 28. ayetinde de onun bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderildiğini haber vermiştir.

 

Böyle iken, Hz. Nebi, tabiatında bulunan eşsiz tevazu icabı ken­disinden bahsederken devamlı olarak tevazu göstermiş, yüksek meziyet­lerin  ifade etmekten kaçınmıştır.

 

İşte mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif te bu tevazünün eseri olarak söylenmiştir.

 

Bu çeşit hadis-i şeriflerden biri de şu mealdedir: 'Benimle, benden önce gelen Nebilerin durumu, tıpkı şu bi­na ynpan adamın durumu gibidir ki bu adam güzelce bir bina yaptı onu süsledi, tamamladı. Yalnız köşelerinden birinde bir kerpiçlik ver eksik kaldı. İnsanlar binanın çevresini dolaşmaya başladılar. Onu çok beğendiler ama: Keşke şu kerpiç tc yerinde olsaydı, dediler. İşte o kerpiç benim, ben Nebilerin sonLncusuyum."[Buhari, menakıb; Müslim, fediül; Tirmizi. edeb; Menakıb; Ahmed b. Hanbel, II; 137.]

 

Fakat gerçeği de saklamaktan korktuğu için kendisinin diğer peygam­berler arasındaki yerini açıklamaktan geri durmamıştır. Bu maksatla söy­lemi.1, olduğu hadislerden bazıları şu mealdedir:

 

"Ben kıyamet günü Adenıoğlunun efendisiyim. Kabri ilk yarılan ben olacağım. İlk şefaat eden ve şefaati kabul edilen de benim." [Bk. 4673 numaralı hadis.]

 

"Ben kıyamet günü, Ademoğlunun, en hayırlısıyım, ama övün­men, Hamd bayrağı benim elimdedir, yine övünmem. O gün gerek Adem gerek ondan başka bütün Nebiler, hep benim bayrağım altındadırlar. İlk şefaat eden ve şefaati kabul edilecek olan benim, fa­kat yine övünmem.[Bk. İbn Mace, zühd]

 

Binaenaleyh, nasıl ki, bir insanın bazan kendisi hakkında bilgi verirken gerçeği söylemesi ve yanlış bilgi vermekten korktuğu için bazı meziyet­lerini söylemek zorunda kalarak, sözkonusu meziyetlerini ifade ettikten sonra özel hayatında devamlı surette kendisinden tevazu ile bahsetmesi bir çelişki sayılmazsa, Hz. Nebiin de, Nebilik görevini yapar­ken, kıyamet ahvalini açıklamak ve kendisinin orada diğer Nebiler arasındaki yerini belirtmek mecburiyetinde kalınca gerçeği söylemiş ol­mak için, bazı üstünlüklerini dile getirdikten sonra, özel hayatı da kendi üstünlüklerini belirtmekten kaçınması da bir çelişki sayılamaz. Bu mev-zuyu 4673 numaralı hadisin şerhinde açıklayacağız inşallah.

 

Bu mevzuda İbn Kuteybe (r.a.) şöyle diyor:

 

"Demek ki Rasülullah (s.a.v.) beni ondan üstün tutmayınız, sözüyle te­vazu yolunu kasdetmiştir.

 

Beni amel bakımından ondan üstün tutmayın. Onun amelinin benden çok olması mümkündür. Beni bela ve imtihan bakımından da üstün tutmayın. Şüphesiz o benden daha çok bela ve musibetlere maruz kalmış­tır demek istemiş olması da mümkündür." Bu mevzuyu 4673 numara­lı hadisin şerhinde tekrar ele alacağız inşallah.